Bu ay seninle paylaşmak istediğim şey, içinde kaybolduğumuz dünyanın karmaşası. Sen de bu karmaşaya takılıyorsan gülümse diye.
Dünya yeteri kadar büyük olduğu halde, biz içinde mutlu olacak şeyleri ararken kayboluyoruz bazen.
Daha daha daha...
Daha büyük bir ev, daha yeni bir telefon, arabamızın bir üst modeli, mobilyalarımızın yeni modelleri...
Yani bazen henüz sahip olmadığımız şeyler, bazen de sahip olduklarımızın daha iyilerini arzuluyoruz.
Hep bir beklenti içindeyiz, beklentilerin adı ve şekli değişiyor sadece.
Eşyalarla ilgili beklentilerimiz gibi insanlara da sahibi olmaya meyilli insanlar oluyoruz git gide. Arkadaşlıkta, aşkta ne çok yoruyor ve yoruluyoruz. Ne çok hesap veriyor ve ne çok hesap soruyoruz ?
Bazen sorulmadan açıklamalar yapıyoruz etrafımıza fark ediyor musun sen de ?
Şu internet sosyalleşmesi...
Sosyal ağlar...
Bir yandan ilkokul arkadaşını bulmanın keyfi, bir yandan da eski sevgilinin nişan fotoğraflarını izlemenin garipliğini yaşarsın.
Bir yanda başka ülkelerdeyken, ailenle, arkadaşlarınla sınırsız özlem giderme imkanını bulursun, bir yandan da ne zaman sisteme girdin, girdin de arkadaşının mesajına neden cevap vermedin hesapları verirken bulursun kendini.
Ne garip değil mi?
Arkadaşlarının seni iyi anımsaması bazen internetten mesajlarını hızlı cevap sürene, arkadaşının fotoğrafını beğenme sayına paralel bile olabilir bu yeni internet çağında.
Oysa hiçbir şey göründüğü gibi değil.
Kelimelere dökülen ya da dökülmeyen şeyler tam tersini ifade edebiliyor bazen.
Zira dünya karmaşası baki, yolunu bulup, bildiğin ve inandığın gibi yaşamak güzeli.
Yasemin Semerci
Vitrin hayatı paylaş dergisi / Almanya
Ocak 2016
Vitrin hayatı paylaş dergisi / Almanya
Ocak 2016