29 Haziran 2017 Perşembe

Yeni Dünya

Yıllar geçiyor.
Ve bazı şeyler zamana uyum sağlayarak değişiyor.
Özellikle teknoloji ne kadar hızlı ilerliyor değil mi? 
Her yeni günde aksiyon filmlerinde gördüğümüz, hayalini kurduğumuz ya da aklımıza dahi gelmeyen icatların hayata geçtiğinin veya çalışmalarına başlanıldığının haberlerini okuyoruz.
Üç taraflı dokunmatik ekranlı akıllı telefonlar, uçan arabalar, uzay yolculukları, hayatın her alanında çeşitli işleri yapabilen robotlar, özellikleri geliştirilmiş bilgisayarlar…
Geçmişi düşününce aklımızın sınırları zorlanmıyor değil. Hele ki benim gibi sözelci biriyseniz.
Cep telefonlarının olmadığı ya da ilk çıktığı yılları düşünün mesela.

Hele daha geriye gidip, ev telefonlarının ilk kullanıldığı zamanları düşündüğümüzde bütün bunlar rüya gibiydi.
Mesela bizim gibi ülkesinden uzakta yaşayan insanlar , sabah işlerini halledip akşam üzeri Üsküdar'da bir çay içse, gezse, vakit geçirse ve gün bitmeden yine yaşadığı ülkeye geri dönse. 
Arjantin, Endonezya, Hindistan, Madagaskar, Amerika,Avustralya, Yeni Zelanda' yı mı merak ettiniz 5 dakika içinde oradasınız.
Sadece mesaj alabilen ama atamayan, kamerası olmayan, tuşlara basarak komik zil sesleri oluşturulan telefonlar.
O dönemleri yaşamayanlar için anlaşılması ne kadar zor. 
Çünkü artık cep telefonuyla iletişim kurmayı bir yana bırakın, her biri birer bilgisayar, fotoğraf makinesi, video kaydetme cihazı, radyo, sinema, televizyon ve çok daha fazlası...
Belki bu yüzden yıllar sonra uçan arabaların olmadığı zamanları anımsarken zorluk çekecek bir nesil.
Bunca yeni icadı düşününce zamanda yolculuk yerine, bir yerden başka bir yere kısa sürede yapılan seyahatlerin hayali kulağa daha hoş geliyor. 
Düşünsenize 1 dakika ile 5 dakika arasında dünyanın istediğiniz yerinde olabilmek. Bizim zamanımızda uçakla seyahat ederek bunu bir nebze yapıyor olsak da, geçmişi ve at arabaları ile yapılan yolculukları düşününce daha hızlısı neden olmasın değil mi ? Hemen maliyetini ve sınırlamaları düşünmeyin canım. 

Şimdilik maliyet yok, zaman kaygısı yok, sınırlar yok dedik ama siz yine de yolculuklarınızı aynı gün içinde yapıp, gece yarısı olmadan geri dönmeye bakın. Ne olur, ne olmaz.

Yasemin
Vitrin Hayatı Paylaş/ Mayıs 2017 / Almanya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder