" Kesinllikle lavanta kokusudur" dedim.
"Emin misin
?" diye sordu gülümseyerek.
" Aslında hanımeli ya da leylak da olabilir." dedim.
" Akasya" dedim ve elimdeki bol şekerli türk kahvemden bir yudum alıp, Ona baktım.
Dışarıdan biri görse O'nun beni kesinlikle dinlemediğini düşünebilirdi ama yıllardır yaşadıklarımız sayesinde beni pürdikkat dinlediğini, cevabımı beklediğini ve hatta devamında soracagi sorunun bile hazır olduğunu gayet iyi biliyordum.
Çünkü ben de öyle dinlerdim O'nu. Bir sonraki soru ya da yorumun hazır olmasının nedeni de birbirimizin gideceği yolu en iyi bilen olmamızdandı.
Ben 25 yıl öncesine gitmişken, O çoktan kitaplığımdan bir kitap almış ve eklemelerimi bekliyordu.
" Ihlamur belki de fesleğen, kasımpatı bitmedi bitmedi bir de sardunya kokusu " dedim. Beni getirmek istediği yola yaklaşmıştım, hüzünlü bakışından anladım.
Sardunya bizim çocukluğumuzdu ve saydığım tüm çiçekler. .
O benim çocukluğumu hatırlatan arkadaşımdı, dostumdu ve kardeşim.
" Gördün mü bak, ne çok çiçeğimiz var kokusu çocukluğumuzu hatırlatan." demesiyle birlikte ikimiz de çoktan o yemyeşil köyümüzde, yaz günü botlarla gezdiğimiz günlerden birindeydik...
Yasemin Semerci
Vitrin Hayatı Paylaş Dergisi
Almanya/ Temmuz 2015
Can dostum'a.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder